Sendikamız bünyesinde kurulu olan Öz Sağlık İş Stratejik Araştırmalar Merkezi ÖZ-SAM tarafından gerçekleştirilen “SAĞLIK ve SOSYAL HİZMET İŞKOLU KAMU İŞÇİLERİNİN GÜNCEL SORUNLARI” başlıklı Çalıştayımız alanında uzman akademisyenlerin, kamu bürokrasisinin, HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan ve bağlı sendikaların katılımı ile gerçekleştirildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan Çalıştayda, Tayin-Becayiş, Zorunlu Emeklilik, Ek Ödeme ve Kapsam Dışı İşçilerle ilgili kamu spotlarının gösterimi yapıldı.
Moderatörlüğünü ÖZ-SAM Danışma Kurulu Başkanı ve Hacı Bayram Veli Üniversitesi İİBF Çalışma Ekonomisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Merve Özaydın’ın yaptığı Çalıştaya akademi dünyasından hukuk alanında Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Astarlı, kamu yönetimi alımında da yine Hacı Bayram Veli Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Murat Akçakaya sunumları ile destek verdi.
Sendikamız tarafından düzenlenen Çalıştaya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı adına Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Orhan Koç, Yaşlı Refahı Daire Başkanı Mustafa Karabey, Yönetim Daire Başkanı İsa Tekpınar, Çocuk Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Bilir, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı adına Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Baş, Sağlık Bakanlığı adına Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü Diğer Hizmet Sınıfları Atama Daire Başkanı Av. Erkan Çavuşoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Ankara İl Müdür Yardımcısı Eyüp Medet, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bakanlık Müşaviri Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sosyal Çalışmacı Özcan Kars, çok sayıda daire başkanı, müdür ve müdür yardımcısı, Öz Toprak İş Sendikası Genel Başkanı Metin Özben, Medya -İş Sendikası Genel Başkanı Sezai Ballı, OLEYİS Sendikası Genel Başkanı Vedat Böke, Öz Güven-Sen Genel Başkanı Ömer Yılmaz, Öz İnşaat-İş Sendikası Genel Başkanı Zekeriya Koca, Öz İletişim-İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Nuri Güllüoğlu ve Konfederasyona bağlı diğer sendikaların yönetim kurulu üyeleri ve uzmanları katıldı.
HAK-İŞ GENEL BAŞKANI MAHMUT ARSLAN:
“TAŞERONDA ÇALIŞAN İŞÇİLERE KADRO VERİLMESİ HAK-İŞ’İN ÖNCÜLÜNDE VE LİDERLİĞİNDE GERÇEKLEŞMİŞTİR”
Sendikamız tarafından düzenlenen Çalıştaya katılan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan yaptığı konuşmada taşeronda çalışan işçilerin kadro almalarındaki en büyük mücadelenin HAK-İŞ’in öncülüğünde ve liderliğinde gerçekleştiğine dikkat çekerek, “inandık, mücadele ettik ve başardık” dedi.
Arslan Çalıştayda yaptığı konuşmada önemli sorunlara değindi:
“Kadroya Geçme Mücadelemizi Başardık”
“Mücadelemiz 2006-2007 yıllarında başlayan, taşeron çalışanlarının kadroya geçme mücadelesiydi. Zor bir süreçten geçtik. Belediyelerde, kamuda, üniversitelerde 200 bin kişinin altına düşmüş işçi arkadaşlarımızın yanına yaklaşık 1 milyon arkadaşımız daha ilave edildi. Bu başarı, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve AK Parti hükümetlerinin büyük bir reformu hayata geçirmesiyle olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızı ve ekibini bir kere daha tebrik ediyorum. Bütün bu süreçlerin başarıya ulaşmasında, bizi dinleyen, bizi anlayan, taleplerimizi dikkate alan ve bunun üzerinden gereken riskleri üzerine alan Sayın Cumhurbaşkanımızı ve ekibini kutluyorum.
Taşeron sisteminde çalışanların yaşadıklarını hiçbir zaman unutmayacağız. Fazla çalıştırılıp mesaisi verilmeyen, haftalık izin kullandırılmayan, işten çıkarıldığı zaman kıdem tazminatı ödenmeyen, hem hukuki hem de insanı hiçbir hakkı tanınmayan 1 milyona yakın çalışanın kadro alması HAK-İŞ’in öncülüğünde ve liderliğinde olmuştur. Bu mücadeleyi bizzat sahada bizler yaptık. HAK-İŞ Konfederasyonumuz 15 yıl bu mücadelenin içerisinde olmuştur.
“Kapsam Dışında Kalanlar İçin Kadro Talebimiz Devam Ediyor”
Taşeron emekçilerinin bir kısmı çeşitli nedenlerle kadro kapsamı dışında kalmıştır. Bu arkadaşlarımızın kadroya alınması talebimiz devam ediyor. Ayrıca kadro alan arkadaşlarımızın karşılaştığı zorlukların yaşanmamasına ilişkin olarak da bu düzenleme getirilirken bizlerle bunlar konuşulsaydı, bunlara çözüm bulunurken, hem hukuki, hem ahlaki, hem insani ortak bir düzenlemeyi başarıyla taçlandırmak mümkün olabilirdi. Ancak tüm bunlara rağmen bizler daima büyük fotoğrafı görmezlikten gelmedik. Çünkü 696 sayılı KHK ile 1 milyona yakın işçi kardeşimizin kadroya kavuşması tarihi bir düzenlemedir, büyük bir başarıdır. Bu başarının eksikleri var bunları da gidereceğiz inşallah.
“Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçilerine Ek Ödeme Talebi”
Sağlık Bakanlığı’nda çalışan 200 bin işçi statüsündeki emekçiye ek ödeme talebimizi her platformlarda dile getiriyoruz. 200 bine yakın sağlık ve sosyal hizmet çalışanımız var. Bu arkadaşlarımız da sağlık sektöründe çalışan diğer arkadaşlarımız kadar risk altındalar. Ek ödemeler yapılırken bu arkadaşlarımızın kapsam dışında tutulması, onların sağlık çalışanı gibi görülmemesi haksızlık ve adaletsizliktir. Bu konuyu Sağlık Bakanımız ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımıza da ilettik, sorunun çözülmesini talep ettik.
“Kamu Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Protokolünü Sunduk”
HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, TÜRK-İŞ ile ortaklaşa hazırlanan kamu toplu iş sözleşmesi çerçeve protokolünü önceki gün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e sunduk. Kamudaki 700 bine yakın işçiyi kapsayan TİS ile ilgili Sayın Bakanımızın söylediklerini çok önemli buluyorum. Bütün bu süreçleri yeni Bakanımızla en kısa sürede sonuçlandırmak için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Bakan Bilgin hem bir siyasetçi hem de çalışma hayatının içerisinden gelen bir akademisyen, değerli bir bilim insanı olarak kuşatıcı, kapsayıcı kişiliği ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız için büyük bir şanstır. Bu şansı inşallah hep birlikte değerlendireceğiz.
“Sorunlarımızı Çalıştaylar Aracılığıyla Gündeme Getireceğiz”
HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, sorunların çözümü için mücadeleyi aralıksız sürdürüyoruz. Bütün sorunlarımızı bu tür çalıştay ve saha çalışmalarımızla gündeme getireceğiz ve çözeceğiz. Bunu yapmak bizim görevimizdir. Kamunun görevi ise bizim söylediklerimizi dikkate almaktır.”
GENEL BAŞKAN DEVLET SERT:
“AMACIMIZ KHK İLE TAŞERONDAN KADROYA GEÇİRİLEN İŞÇİLERİMİZİN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜNE AKADEMİK BİR BAKIŞ AÇISI KAZANDIRMAKTIR”
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Sendikamız Genel Başkanı Devlet Sert, çalıştayın amacını 696 sayılı KHK ile taşerondan kadroya geçen kamu işçilerinin yaşamış olduğu sorunların çözümüne akademik bir bakış açısı kazandırmak olduğunu söyledi.
Sert konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sendikamız bünyesinde kurmuş olduğumuz ve kısa adı ÖZSAM olan Öz Sağlık-İş Stratejik Araştırmalar Merkezimiz tarafından düzenlenen ve akademik sendikacılık vizyonu içerisinde son derece önemli bulduğumuz bu çalıştayımız, özellikle 696 Sayılı KHK ile taşerondan kadroya geçirilen işçilerimizin yaşamış olduğu sorunlarının çözümüne akademik bir bakış açısı kazandıracaktır.
696 Sayılı KHK’nın ürettiği pek çok sorunun en başında bulunan Tayin-Becayiş, Görev Tanımı, Zorunlu Emeklilik ve Ev Tipi Çalışma konularının uzman akademisyen görüşleri ve saha uygulamaları ile masaya yatırılacağı Çalıştayımızın çıktıları yayın haline getirilerek başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Bakanlarımız olmak üzere, ilgili taraflara, siyasi partilere ve milletvekillerine gönderilecektir.
Çalıştayımızın en önemli hedefi başta üyelerimiz ve bu sorunların muhatabı olan işçilerimizin sorunlarının çözümü için izlenecek mevzuat çalışmalarına, akademik katkı sunmaktır.
“KAMUDAKİ İŞÇİLİK STATÜSÜNÜN SAHİP OLDUĞU TÜM HAKLARI, 696 KHK’LI ARKADAŞLARIMIZ İÇİN DE AMASIZ, FAKATSIZ TALEP ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
2004 yılında Taşeron işçiliğinin açmazları içinde bir inancı filizlendirdik. Bu inanç kamuda kadrolara atanma ile sonuçlandı. 696 Sayılı KHK ile eksik kalanlar için de umutlarımızı ve inancımızı diri tutmaya devam ediyoruz.
İnanıyoruz ki bu inanç, 696 KHK’nın da sorunlarının aşılmasını ve üzerinde hiçbir tartışma olmayan kamu işçiliğimizin karşılığı olan haklarımızı elde etmenin de aracı olacaktır.
Kamuda sürekli işçilik statüsünün sahip olması gereken tüm hakları “ama”sız, “fakat” sız talep etmeye ve bu yolda yorgunluk bilmemeye kararlıyız.
“TAYİN VE BECAYİŞ UYGULAMASINDA İSTİSNA KABUL EDEMEYİZ”
Hepimizin bildiği gibi kamu hizmet kalitesinin temel aracı insan kaynağıdır, çalışanlardır. Kamu hizmetlerinin devamlılığının sağlanması ve vatandaş memnuniyetinin sağlanmasında en önemli faktör bu hizmeti sunan çalışanlardır. Çalışanların memnuniyetini temin edemediğiniz bir yapıda hizmet kalitesinden söz etmek de mümkün değildir.
Aynı çalışma ortamında diğer tüm çalışanlar için öngörülen tayin ve becayiş hakkının 696 KHK’lı işçiler için istisna edilmesi kabul edilemez. Uzun yıllardır ailenin medeniyet değerlerimiz içindeki yeri ve önemi doğru ve haklı bir biçimde devlet yöneticilerimiz tarafından ifade edilmektedir. Bakanlıklarımızın kuruluş esaslarında bile ailenin önemi ve değeri bu denli vurgulanırken çalışanların aile bütünlüklerinin korunmasındaki vurdumduymazlık anlaşılır değildir. Türk toplumunun temeli ailedir. Ailenin korunması ailelerin bütünlüğünün korunması amacıyla tayin ve becayiş hakkının temini herkesten önce devletimizin görevidir. Biz bu sorumluluğumuzu kurumlarımıza ve onların yöneticilerine ısrarla hatırlatmaya devam edeceğiz.
“GÖREV TANIMLARINDAKİ BELİRSİZLİK ÇALIŞMA BARIŞINI TEHDİT EDİYOR”
Kamuda, çalışma statülerinden kaynaklanan sorunlar görev tanımlarındaki farklılıklar ve belirsizlikler olarak tezahür etmektedir. Memur, işçi ve sözleşmeli işçiler arasındaki görev tanımı eşitsizliklerine son olarak 696 KHK’lı işçilerimiz eklenmiş ve ne yazık ki bu eşitsizliğin en ağır yükünü çekenler bu emekçi kardeşlerimiz olmuşlardır.
Ağırlıklı olarak 7 gün 24 saat hizmetin esas olduğu işkolumuzda nöbetlerin, izinlerin, fazla mesailerin pandemi sürecinde kaldırılmaz bir iş yüküne dönüştüğü açıktır. Çalışan kardeşlerimizin İnsana Hizmeti Hakka Hizmet anlayışı ile yürüttükleri bir ortamda, gösterdikleri sabrın da artık sonuna gelinmiştir.
Görev tanımlarının tüm kamu yönetimi sistemi içinde hakkaniyet ve eşitlik ilkeleri çerçevesinde yeniden değerlendirilmesini bekliyoruz. Kamu hizmetlerinde verimlilik artışının, çalışan memnuniyetinin ve yönetim etkinliğinin buradan geçtiği açıktır.
“EV TİPİ ÇALIŞMA STATÜSÜNÜN NET BİR TANIMA İHTİYACI VAR”
Özellikle çocuk evlerinde çalışan bakım elemanlarının uygulamada İş Kanunu ve Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olması, örgütlenme haklarının en büyük ürünü olan toplu iş sözleşmelerinden yararlanmalarını engellemektedir.
Ülkemizin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde yer alan sendika ve toplu pazarlık hakkının gereklerine uygun bir düzenlemenin ivedilikle yapılmasının elzem olduğunu düşünüyoruz.
“EMEKLİLİK HAKKININ KULLANIMINDA ÇALIŞANIN İRADESİ YOK SAYILMAMALIDIR”
Modern toplumun ve sosyal hukuk devletinin en önemli niteliklerinden birini sosyal güvenlik hakkı oluşturmaktadır. Ülkemiz uzun yıllardır sosyal devlet anlayışı içinde sosyal güvenlik haklarını korumayı ve geliştirmeyi hedef edinmiştir.
İnsan onuruna uygun bir çalışma hayatı içinde bulunmak ve sonrasında da insan onuruna yaraşır bir refah düzeyinde emeklilik haklarına sahip olmak tüm çalışanların haklı talebi ve beklentisidir.
Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun ülkemiz tarafından da kabul edilen 102 Sayılı Sosyal Güvenliğin Asgari Normları Sözleşmesi’nde sayılan emeklilik hakkı, ülkemizde sosyal sigorta sistemi içindeki en eski uygulamalardandır.
Ülkemizde çeşitli dönemlerde yapılan düzenlemelerle emeklilik hakkına ilişkin prim ödeme süresi ve yaşa ilişkin değişiklikler söz konusu olsa da emeklilik aylığına hak kazanma ile birlikte çalışanın iradesi olmaksızın emekliliğe sevk edilmesi gibi zorlama ile ilk defa karşılaşılmaktadır. Tüm çalışan gruplarının istek ve iradelerine bağlı olan bir hakkın 696 KHK’lı işçiler için yok sayılması kabul edilemez.
Çalışma hayatının en verimli döneminde, birikimlerini çok daha fazla aktaracağı bir süreçte ve çalışma gelirine ihtiyacının en çok olduğu bir düzeyde kendi isteği dışında emekliliğe sevk edilmesi yanlışından hızlı bir biçimde dönülmesinin hukukun ve sosyal devlet anlayışının gereği olduğunu düşünüyoruz.
Sorunlarımızın çözümünün eşitlikçi, hakkaniyetli ve insan onuruna yaraşır bir çalışma hayatını önceleyen hukuki düzenlemelerden geçtiğine inanıyoruz. Bu manada Çalıştayımızda ortaya konacak görüş, düşünce ve akademik tekliflerin işçimize, çalışma hayatımıza ve ülkemize hayırlı olmasını diler, saygılar sunarım”
BAKANLIK BÜROKRATLARI KAMU UYGULAMALARINI ANLATTI
Çalıştaya katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Orhan Koç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü Diğer Hizmet Sınıfları Atama Daire Başkanı Av. Erkan Çavuşoğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Bilir, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Ankara İl Müdür Yardımcısı Eyüp Medet, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bakanlık Müşaviri, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Sosyal Çalışmacı Özcan Kars da gerek kürsüden gerekse Çalıştay oturumlarında 696 Sayılı KHK’lı işçilerin yaşadıkları sorunlarla ilgili kamu uygulamalarını anlattılar, çözüm olarak tarafların işbirliği içerisinde hareket etmesi gerektiğini söylediler.
İŞÇİ TEMSİLCİLERİ SAHADA YAŞANAN SORUNLARI DİLE GETİRDİ
Çalıştayda ayrıca Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’nde 696 KHK’lı işçi olarak çalışan Halil İbrahim Demiray zorunlu emeklilik uygulamaları, Samsun Aile Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nde 696 KHK’lı işçi olarak çalışan Tuba Kavaklı Görev Tanımları ve Ev Tipi çalışma sistemi, Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi’nde 696 Sayılı KHK ile çalışan Sedrettin Bilener ise Tayin ve Becayiş sorunlarında sahada yaşanan sorunları dile getirdiler.
UZMANLAR DİĞER İŞKOLLARINDA YAŞANAN SIKINTILARI ÇALIŞTAY GÜNDEMİNE SUNDU
Çalıştaya katılan HAK-İŞ’e bağlı diğer sendikaların yöneticileri ve uzmanları da aynı KHK’dan kaynaklanan sıkıntıların kendi işkollarında da yaşandığını dile getirerek, sorunların çözümü noktasında Çalıştay’dan çıkacak olan sonuçların benzer sorunların yaşandığı iş kolları için de önemli olduğuna vurgu yaptılar.
AKADEMİSYENLER SORUNLARI TARTIŞTI, ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ DİLE GETİRDİLER
3 oturum halinde devam eden Çalıştay’da hem işçi temsilcilerinin sahada yaşanan sıkıntıları, hem de kamu bürokrasisinin uygulama hükümlerini değerlendiren akademisyenler konuları başlık başlık ayırarak mevzuat, hukuk ve kamu yönetimi açısından değerlendirdiler, çözüm önerilerini sundular.
Akademisyenler ayrıca, çalıştay konuları hakkında kendilerine yöneltilen soruları da cevaplandırdılar.
ÇALIŞTAY MODERATÖRÜ DOÇ. DR. MEHMET MERVE ÖZAYDIN:
“TÜRKİYE’NİN 3. BÜYÜK SENDİKASI OLAN ÖZ SAĞLIK-İŞ SENDİKASI, FARKLI BİR YÖNTEMLE AKADEMİK BİR ÇALIŞMA ORTAMINDA YÖNETİCİLERİMİZİ, BÜROKRATLARIMIZI BİR ARAYA GETİRDİ”
Çalıştayın sonunda bir değerlendirme yapan Moderatör Doç. Dr. Mehmet Merve Özaydın, “Taşeronda çalışan işçiler için hayal bile edilemeyen gerçekler bugün belli bir noktaya taşındı. Elbette eksiklikler var. Ama bunu gerçekleştirilen tüm sendikalarımıza öncelikle Hak-İş’e teşekkürlerimi iletiyorum. Türkiye’nin 3. Büyük sendikası olan Öz Sağlık-İş Sendikası, farklı bir yöntemle akademik bir çalışma ortamında yöneticilerimizi, bürokratlarımızı bir araya getirdi. Bu sayede sorunların nasıl çözüleceğine ilişkin yöntemi belirliyoruz. Bu tür çalışmaların önemi büyük. Öz Sağlık İş Sendikasının ekibi bu yorgunluğun altından kalkabilecek geç dinamik aktif bir yapı kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.
GENEL BAŞKAN SERT’TEN TEŞEKKÜR KONUŞMASI
Çalıştay oturumlarının sona ermesinin ardından bir teşekkür konuşması yapan Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, son derece verimli geçen Çalıştayın çıktılarının yayın haline getirileceğini ve başta Sayın Cumhurbaşkanı ve ilgili bakanlıklar olmak üzere, milletvekilleri ve siyasi partiler ve konunun taraflarına gönderileceğini söyledi.
Sert, teşekkür konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bugün sabahtan beri bu salonda çok verimli sunumlar gerçekleşti. Çalışma hayatında sorunlar bitmez ama şu anda hem sosyal medyada hem canlı yayınlarda konu olağanüstü takip ediliyor.
4 başlığın dışında neden başka başlıklar yok diye mesajlar alıyoruz. Özellikle ambulans sürücülerinden, kapsam dışı kalan personelden, joker çalışanlarımızdan. Ama bu daha başlangıç, çalıştaylarımıza devam edeceğiz.
Sendikamız Türkiye’nin 3. Büyük sendikası. Bu büyüklük omuzlarımızdaki yükü de ağırlaştırıyor. Hocalarımıza, bürokratlarımıza, uzmanlarımıza tüm katılımcılarımıza teşekkür ederiz.
Ortada bir sorun var ama bu sorunu kim çözecek, bugün bu tabloyu gördük. İnşallah hem Konfederasyon olarak hem sendika olarak bu sürecin takipçisi olacağız. Tüm katılımcılara teşekkür ederiz.”