15 TEMMUZ HAİN KALKIŞMA GECESİ 112 AMBULANS SÜRÜCÜLERİMİZİN YAŞADIKLARINI KONU ALAN ORDAYDIM TEMALI BELGESEL FİLMİMİZİN GALASI KONFEDERASYONUMUZ HAK-İŞ’ TE GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Sendikamızın, sosyal ve milli sorumluluk projesi kapsamında yapımını gerçekleştirdiği, tüm sağlık işçilerinin nezdinde 15 Temmuz hain kalkışma gecesi 112 Ambulans sürücülerimizin yaşadıklarını konu alan ORDAYDIM temalı belgesel filmimizin galası Konfederasyonumuz HAK-İŞ’ te gerçekleştirildi.

“IMF’YE TESLİM OLMAYACAĞIZ”
Genel Başkanımız Mahmut Arslan 16 Ağustos 2018 tarihinde HAK-İŞ Konfederasyonumuz himayesinde Öz Sağlık-İş Sendikamız tarafından hazırlanan      ’’15 Temmuz Gecesi  112 Acil Ambulans Sürücülerinin Kahramanlıkları ve Tanıklıklarını’’ konu alan  ’’ORDAYDIM’’   Kısa Belgesel Filminin Gala tanıtım toplantısına katıldı.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi kahraman şehit ve gazilere müdahale eden, çatışmaların yaşandığı bölgedeki yaralılara ulaşabilmek için kendilerini ateş hattının içine atan 112 Acil Servis ekiplerinin yaşadıklarını konu alan ‘ORDAYDIM’ filminin tanıtım toplantısına  Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert , Konfederasyonumuza bağlı Sendikalarımızın Başkan ve Yöneticileri,Öz Sağlık-İş sendikası üyeleri,112 Acil Ambulans sürücüleri ve basın mensubları katıldı.
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, yaptığı konuşmada 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı konfederasyonumuzun açık ve net tavrının bundan sonrada sürdürülebilmesi için kararlar aldıklarını ve Hak-İş’in tüm toplantılarında “15 Temmuz’u unutmayacağız, unutturmayacağız” sözünü her yerde ifade edeceklerini belirtti.
Arslan, 15 Temmuz’un bundan önceki hiçbir darbeye benzemediğini sözlerine ekleyerek, “15 Temmuz’da sadece darbe girişimi değil, tamamen işgal girişimi söz konusuydu. 15 Temmuz bugün de halen devam ediyor. Türkiye’de ekonomik kriz yaşanıyor ve onlar twetter hesaplarından alkış tutuyorlar. Bunlar vicdanlarını ve akıllarını emperyalist güçlere satmış insanlardır. 15 Temmuz’u böyle görmemiz ve bilmemiz gerekir.” dedi.
15 Temmuz’da hain kalkışmaya karşı duran sayısız kahramanın olduğunu ve o gece yaşananları hiçbir zaman unutmamız gerektiğini belirten Arslan, “15 Temmuz’da milletimizle birlikte ihanet odaklarına karşı hayatlarını feda eden gazi ve şehitlerimiz var.  Evlerinde oturdukları yerden televizyondan olayları seyretmek yerine eşleriyle, çocuklarıyla helalleşip yollara düşen arkadaşlarımız var. Bu alçaklar başarılı olsalardı, 9 bin kişiyi infaz edeceklerdi ve bu insanların arasında bizler de vardık. Bunlar tam bir katil sürüsü.” diye konuştu.
Hangi bölgede ismi ne olursa olsun bu vatan için şehit olmuş herkese aynı mesafede ve aynı sorumlulukla hareket ettiklerini belirten Arslan, “Şehit ailelerinin bizden tek bir talepleri var o da ’şehidimizi unutmayın. Onları unuttuğunuz an biz bir kez daha ölürüz’  diyorlar.” ifadelerini kullandı.
“Yeni Bir Operasyonla Karşı Karşıyayız”
Türkiye olarak bu topraklarda yaşamanın bedelinin ağır olduğunu ve yüzyıllardır süren çatışmalardan Türk milletinin başarı ile çıktığını sözlerine ekleyen Arslan, “İçerideki ihanet ve dışarıda bunları kullananlar boş durmuyorlar. Yeni bir operasyonla karşı karşıyayız. 15 Temmuz’un hıncıyla ve yenilmenin verdiği kızgınlıkla, gözü dönmüş bu caniler ülkemize saldırıyorlar. Önceden daha diplomatik yapıyorlardı. Tezgahlarını daha gizli yapıyorlardı. Artık her şey ayan beyan ortada. Şimdi de ‘Dünyanın gücü bende, dünyanın nükleer gücü benim, ekonomik gücü benim, ben ne dersem onu yapacaksınız’ diyorlar. ‘Ben emir verdim papazı bırakacaksınız. Ben emir verdim, vergileri iki katına çıkardım. Ben emir verdim yarın yeni ambargolar getireceğiz’ diyorlar. Yapıyorlar mı yapıyorlar. Hukuk ve uluslararası anlaşmalar ve Birleşmiş Milletler ve yaptığımız ikili anlaşmalar vs. bunlar kimin için geçerli bizim gibi ülkeler için geçerli. Güç sahipleri için bunların hiçbir anlamı yok. Kurt kuzuyu yemek isterse, birçok bahane bulur.” dedi.
 “Sabrımızı Taşırmayın’ Diyorlar”
Amerikanın son günlerde başlattığı ekonomik savaşın Türkiye’deki etkilerinin yavaş yavaş azaldığını ve ülke olarak 15 Temmuz gecesi olduğu gibi yine birlik ve beraberlik içerisinde kenetlenildiğini sözlerine ekleyen Mahmut Arslan, “Ben güçlüyüm, ben istediğimi yaparım, sen bunu vereceksin’ diyorlar ve twetter hesabından ‘Sabrımızı taşırmayın’ diyorlar. Niçin bunları yapıyorlar? Bu söylenenleri dikkatli düşünmemiz lazım. Bu ülkede daha güçlü olmak zorundayız. Ülkeyi yönetenlerimiz, işverenlerimiz, işçilerimiz, meslek kuruluşlarımız topyekün güçlü bir devlet olmak zorundayız. Bu krizi bir fırsata dönüştürme fırsatımız da var. Onun için millet olarak kendimizi yeniden sorgulamamız gerekiyor.” diye konuştu.
Mahmut Arslan, 2013 yılından bu yana IMF’den uzaklaşan Türkiye’nin önünü kesmek için ülkede akıllara gelmez oyunlar oynandığını ve Türk milletinin Cumhurbaşkanıyla birlikte bu hain oyunlara birlikte göğüs gerdiğini belirterek, “Bakınız sinsi sinsi bir kısım çevreler Türkiye’nin yeniden IMF ile anlaşmazı gerektiği yönünde yönlendirmeler yapıyor. Bu Türkiye’nin yeniden IMF’nin komiserlerine teslim edilmesi projesidir. Türkiye 1950’den sonra 17 defa IMF anlaşması yapmış ve her anlaşma krizle ve felaketle sona ermiştir. IMF’nin amacı ülkeleri küresel emperyalist güçlere kayıtsız ve şartsız teslim etmektir. Bunların amacı, ekonomik yönden ülkenin kaynaklarını yağmalamak, ülke halkına bir şey vermeden banka ve finans çevrelerinden paraları hortumlamak ve ülkede kriz oluşunca da ülkeyi bırakıp gitmektir.” dedi.
Mahmut Arslan, IMF konusunda önemli açıklamalarda bulundu:
“Yeniden IMF çetesi Türkiye’ye çöreklenmek istiyor. 2013 yılı Türkiye’nin IMF’den kovulduğu yıldır. 2013 aynı zamanda Türkiye’nin krizlerle karşılaştığı yıldır. Buraya dikkatinizi çekmek istiyorum. IMF anlaşmalarıyla son taksidimizi ödedik ve yeni bir anlaşma yapılmayacağını Cumhurbaşkanımız kendilerine ifade etti. İçerideki işbirlikçileri “Aman yapmayın, ükenomimiz buna dayanamaz. IMF’nin desteği olmadan yürüyemeyiz, yeni krizleri yaşarız.” diyerek hükümete baskı yaptılar. Hükümetimiz ve Cumhurbaşkanımız asla bir daha IMF ile işbirliğine girmeyeceklerini söyledi.
O yüzden cumhurbaşkanımız ülkenin yatırım alacaksa IMF programları olmadan yapmayı düşündü ve IMF’yi kovdu. Sonra ne oldu krizler başlatıldı. Önce Gezi Olayları. Yeniden IMF’ye, uluslararası şirketlerin kucağını teslim olmayacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın IMF konusundaki kararlılığını buradan bir kez daha tebrik ediyorum.”
“Bu Hainlere Teslim Olmayacağız”
IMF’nin işsizlik, yokluk, daha az ücret demek olduğunu belirten Mahmut Arslan, bu konuda yaşanan tecrübelerden yola çıkarak eskiye yeniden geri dönülmemesi gerektiği vurgusunu yaptı. Arslan, “Cumhurbaşkanımızın son yaptığı açıklamalar bizleri daha da cesaretlendirdi. Onlar bizlere, “IMF’siz yürürseniz, Gezi ile, 17-25 Aralık, 15 Temmuz, MİT tırları gibi olayları ile karşılaşırsınız ve ekonomik saldırılarla karşılaşırsınız” dediler. Ama bu bedelleri ödeyeceğiz ve bu hainlere teslim olmayacağız.
ABD’nin Türk ürünlerine karşı koyduğu vergilere karşılık Türkiye’nin de ABD ürünlerine karşı önlemler alması gerektiğini vurgulayan Arslan, “Hep birlikte başta ABD ürünleri olmak üzere, ithal edilen ürünleri yerine bunların yerlilerini kullanmaya çalışalım. Daha mütevazi ayakları yere basan, milletle kucaklaşan bir anlayışı her alanda hayata geçirmemiz gerekiyor.” dedi.
“İthal Ürün Hastalığından Vazgeçelim”
Arslan sürdürülen savaş karşısında herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini söyleyerek “Elimizi hep birlikte taşın altına koyacağız ve bu ihanet odaklarına karşı mücadele edeceğiz. Artık dünyada ne üretiliyorsa, ülkemizde de aynısı üretiliyor. Bu marka ve ithal ürün hastalığından vazgeçelim. Alışverişler dövizle, gayrimenkuller dövizle kiraya veriliyor. Bu ülkenin kaynakları bu kadar fazla değil. Bunlara dur demek lazım. İmkanlarımız dahilinde yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu emperyalist çetelere karşı mücadelenin yolu önce bağımsız olmaktan geçiyor. İşverenlerimiz daha fazla kazanmak uğruna dövizle borçlanırsa, ABD’nin dolarına mahkum oluruz. Ve dolar seni bu hale düşürür. O yüzden alışverişimizi kendi paramızla yapmalıyız.” dedi.
Emperyalist güçlerin Türkiye üzerindeki planlarını gerçekleştirmesinin tek yolunun milleti teslim almaktan geçtiğini anlatan Arslan, “Silahla yapamadılar, şehadetle yapamadılar, ekonomi ile yapmak istiyorlar. Onlar, Türkiye’yi kaosa itmek, iç kargaşa çıkarmak ve Türkiye’nin elde ettiği bütün başarıları bir kenara atıp, egemen bir ülke olmaktan ziyade yönetilen küçük bir ülke olmamızı istiyorlar. Biz buna asla razı değilsek, hepimizin buna göre hayatımızı yeniden biçimlendirmesi gerekiyor. Bu krizi yeniden ayağa kalkmamız için bir fırsata dönüştürmemiz gerekiyor. Biz bunu yapabiliriz. Biz dün başardık, bugünde başarabiliriz. Dünden daha güçlüyüz.” diye konuştu.
Sendikamız Genel Başkanı Sayın Devlet Sert ise yaptığı konuşmada; 
Bu Millet 15 Temmuz’da kendisini esarete, acıya, zulme mahkûm etmek isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakmıştır. 
Bilinmelidir ki, Türkiye’nin bölgesinde ve dünya arenasında söz sahibi olmaya başlamasıyla birlikte yükselen ihanet, kalkışma ve saldırılar, karşılarında sadece Türk milletini değil, umutlarını bize bağlayan tüm dünya mazlum ve mağdurlarını bulmaya başlamıştır.
Şer güçler şunu iyi bilmelidir ki; asla teslim olmayacağız.
Bu milletin ekmeğini yiyip suyunu içen ve kendisini bir dolar karşılığı satan alçakların ihanetine diz çökmeyen bu aziz millet, darbeyle yapamadıklarını parayla gerçekleştirmeye çalışanların ekonomik cephede açtığı bu savaştan da zaferle çıkmasını bilecektir.
Dün olduğu gibi bugün de HAK-İŞ’in onurlu duruşunun yanında Sayın Cumhurbaşkanımızın, Oyununuzu Gördük ve Meydan Okuyoruz cümlesinin gereğini yerine getirmeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Bir yandan görevini ifa edip diğer yandan milli şuuru gereği vatanı için canını hiçe sayan hatta mesaisi olmadığı halde gönüllü olarak Ambulanslarda sıcak alanlara girerek gerekli müdahaleleri yapan 112 Ambulans sürücülerimizi de huzurunuzda gönülden tebrik ediyorum.
Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in önderliğinde Öz Sağlık-İş Sendikası olarak çekimlerini gerçekleştirdiğimiz ORDAYDIM belgeselinin çekimlerinde, başta 112 Ambulans sürücüleri olmak üzere emeği geçen herkese ve çekimler için gerekli izinleri ve şartları sağlayan Sağlık Bakanlığımız ile ilgili valiliklerimize gönülden teşekkür ediyoruz.
Yönetmenliğini Sayın, Hüseyin KISAT’ın yaptığı belgesel filmimiz 15 Temmuz hain kalkışma gecesi “sıcak alana” giren ambulans sürücülerinin o geceye dair tanıklıklarını ve kahramanlıklarını konu alan ilk tematik 15 Temmuz filmidir, ifadelerinde bulundu.
15 Temmuz hain kalkışma gecesi 112 Ambulans sürücülerimizin yaşadıklarını konu alan ORDAYDIM temalı belgesel film galamıza katılan Bakanlık mensuplarımıza, Hak-İş e bağlı Sendikalarımızın Başkan ve Yöneticilerine, 112 Ambulans sürücüsü üyelerimize ve galaya iştirak eden tüm katılımcılara en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Bir yanıt yazın