GENEL BAŞKAN SERT İŞÇİNİN HAKKINI BİR KEZ DE İŞKUR GENEL KURULU’NDA SAVUNDU

Sendikamız Genel Başkanı ve  HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Devlet Sert  işçinin hakkını bir kez de İŞKUR’un 12. Olağan Genel Kurulu’nda savundu. Başkan Sert, İşsizlik Fonu uygulamasından işçilerin daha fazla pay almasının gerekliliğine işaret ederken, “Unutulmamalıdır ki işini kaybeden, işsiz kalan vatandaş sadece kendisi değil, çoluk çocuğu ile, ailesi ile birlikte mağdur olmaktadır. Fonun paylaşımı ve yapısı işçi lehine yeniden değerlendirilmelidir dedi.

İŞKUR 12. Olağan Genel Kurulu’na Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve Sendikamız Genel Başkanı Devlet Sert, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Kayabaşı, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürü Samet Güneş, TOBB Genel Sekreter Yardımcısı Cengiz Delibaş, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) İcra Kurulu Üyesi Metin Demir, TÜRK-İŞ’e bağlı Şeker İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, DİSK’e bağlı Dev Maden Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün ve çok sayıda misafir katıldı.

“İŞSİZLİK FONU’NDAN İŞÇİLERİN DAHA FAZLA YARARLANMASI ZORUNLULUK HALİNE GELMİŞTİR”

Konfederasyonumuz Genel Başkan Yardımcısı ve Öz Taşıma İş Sendikası Genel Başkanı Av. Mehmet Ali Kayabaşı’nın Divan Başkanlığı yaptığı Genel Kurulda HAK-İŞ adına konuşan Sendikamız Genel Başkanı ve HAK-İş Genel Başkan Yardımcısı Devlet Sert şunları söyledi:

“Emeğin, alın terinin, iş gücünün temsil edildiği HAK-İŞ Konfederasyonumuz adına, bizler için, işçi için, emek dünyası için son derece önem atfettiğimiz İŞKUR’un 12. Olağan Genel Kurulunu saygı ile selamlıyorum. Değerli Haziruna Genel Başkanımız Sn. Mahmut Arslan’ın selamlarını da ileterek sözlerime başlamak istiyorum.

Çalışmak, üretmek, kazancı ile kendisini ve ailesini geçindirebilmek artık günümüz koşullarında temel insani hak ve ihtiyaçlar olarak görülmektedir. İnsanın bunları yapabilmesi için de öncelikle bir işinin olması gerekiyor.

“İŞKUR BİZİM İÇİN ÇÖZÜM ORTAĞIDIR”

İşte tam burada hem işçinin hem işverenin hem de kamunun en önemli çözüm ortağı olarak karşımıza çıkan ve 77 yıldır insanımıza hizmet veren kurumumuz eski adıyla İş ve İşçi Bulma Kurumu, şimdiki adı ile İŞKUR’dur.

Bir emek örgütü olan HAK-İŞ Konfederasyonu olarak çok önem verdiğimiz bazı istatistikler var.

Mesela 2002 ile 2023 Eylül ayı itibari ile İŞKUR aracılığıyla 4.3 milyon kadın, 460 bin engelli ve yaklaşık 4.4 milyon gencimiz işe yerleşti. Bunu çok önemsiyor ve kıymetli buluyoruz.

İşsiz kalan insanımız için geliştirilen İşsizlik ödeneğini de çok önemli buluyoruz. Çünkü her ay ortalama 120 bin kişi işsizlik ödeneğine başvuruyor. Tabi kişinin işsiz kalması, evine ekmek götürememesi günümüz koşullarında büyük sıkıntı. İşsizlik ödeneği bir nebze de olsa insanların yeni iş arayışında kendisini rahatlatan bir etken.

“İŞSİZLİK ÖDENEĞİNDEN YARARLANMA ŞARTLARI YENİDEN DÜZENLENMELİDİR”

Fon kurulduğu günden bugüne başvuruda bulunup ödenek almaya hak eden ortalaması düşme eğiliminde olmuştur. 2009’de başvuranların %80’i ödenek alabiliyorken 2023 yılında başvuranların yalnızca %44’ü işsizlik ödeneği almaya hak kazanıyor, kalan kesim kaderi ile baş başa bırakılıyorsa bunu da yeniden konuşmamız gerekiyor. Bunu biz değil yine resmi istatistikler söylüyor, 2023 yılı Ekim ayı itibariyle 2 milyon 961 bin işsiz vatandaşımızdan yalnızca 360 bin 284’ü bu ödeneği alabiliyor. Kısaca işsizlerimizin %13’ü ödenek imkanına hak kazanabiliyor. Bu konunun işsiz vatandaşlarımız lehine yeniden değerlendirilmesi gereğine inanıyoruz.

İşsizlik Sigortası Fonu uygulaması biz çalışan, emekçi kesim adına çok önemli bir dayanak. Peki; İşsizlik Fonu uygulamasından işçi mi yoksa işveren mi daha fazla yararlanıyor?

Bizler emekçi kesim olarak şunun bilincindeyiz. İşyeri varsa işçi vardır. İşyerleri bizlerin ekmek kapısıdır. Ancak İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yararlanma istatistikleri bizlere bu fondan işçinin değil, işverenin daha fazla faydalandığını da açıkça ortaya koyuyor.

“FON VARLIĞININ PAYLAŞIMI ADİL DEĞİL”

2023 Ocak-Kasım ayları arasında fonun giderlerinin yüzde 29,1’ini işçi, yüzde 60,9’unu da işverenlere yapılan ödemeler oluşturmuştur. Toplamda 184 Milyar 365 Milyon liraya ulaşan Fon varlığındaki bölüşümün çok da adaletli olduğunu ne yazık ki söyleyemeyiz.

HAK-İŞ Konfederasyonu büyük bir emek örgütüdür ve işçinin hakkını-hukukunu korumak, insanca yaşayabileceği bir geliri savunmak, varsa yanlış-hata-sıkıntı-haksızlık bunları da dile getirmekle yükümlüdür.

HAK-İŞ’İN TALEPLERİ

Peki bu görevimizi, yükümlülüklerimizi Konfederasyon olarak yerine getirebilmek için biz ne istiyoruz?

Biz öncelikle; İşsizlik Sigorta Fonu yönetiminin, sosyal taraf temsilcilerinin görüşleri dikkate alınarak kullanılmasının sağlanmasını istiyoruz.İşsizlik sigorta ödeneklerinden yararlanma koşullarının işçi lehine iyileştirilmesini ve ödenek miktarlarının artırılmasını istiyoruz. 

“İŞ AKDİNİN FESHİNE GÖRE ÖDENEK İMKANI SADECE İŞVERENİN İNSAFINA BIRAKILMAMALI”

İşçinin iş akdinin feshine göre ödenek imkanının sadece işverenin inisiyatifine bırakılmasını hakkaniyetli bulmuyoruz. Çünkü mevsimlik işçilerde ya da kampanya dönemleri bitiminde, kadın işçinin evlenmesi ya da işçinin istifası gibi durumlarda fondan ödeme yapılmamaktadır. Bu durumun insan merkezli yaklaşımlarla yeniden ele alınmasını bekliyoruz.

“GENÇLERİN GENEL SAĞLIK SİGORTA PİRİMLERİ İŞSİZLİK FONU’NDAN KARŞILANMALIDIR”

Yine işsizlik ödeneği alamayan işsizlerin, üniversiteden yeni mezun olan gençlerin, iş arayanların, iş akitleri askıda olan vatandaşlarımızın genel sağlık sigorta pirimi ödemelerinin işsizlik fonundan karşılanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yapılırken de kişinin bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinin de dikkate alınması gerekiyor. Çünkü bir kişi işsiz kaldığında sadece kendisi değil, bakmakla yükümlü olduğu kişilerde işsiz-aşsız kalıyor.

“TOPLU SÖZLEŞME YAPAN İŞYERLERİ FONDAN DESTEKLENMELİDİR”

Bir de asgari ücret ile ilgili kısım var tabi. Dünyada ve ülkemizde yaşanan ağır ekonomik koşulların etkisiyle ülkemizde uygulanan asgari ücretli sayısı hem artmış hem de asgari ücret neredeyse ortalama bir ücret haline gelmiştir. 2018 yılında asgari ücret ile çalışan oranı yüzde 38 iken, 2022 yılında bu oran yüzde 42’ye ulaşmış, ILO raporuna göre Asgari ücret civarında ücretle çalışan işçilerin oranının düşük olduğu ülkelerde, TİS kapsamının daha yüksek olduğu görülmektedir. Örneğin 2019’da Türkiye’de TİS kapsamı yüzde 7,4 iken İtalya’da TİS kapsamı yüzde 99 olarak görülmüştür. Bu veriler göz önüne alındığında toplu iş sözleşmesine tabi olan çalışanların ve sözleşme yapan işyerlerinin de desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Biliyorsunuz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın çok olumlu ve örnek teşkil etmesi bakımından kıymetli bulduğumuz bir uygulaması var. Sendikalı işletmelere “Beyaz Bayrak Ödülü” veriyor. Ülkemizde örgütlenme ve sendikal kültürün yerleşmesi açısından bu gibi teşviklerin artırılması gereğini bir kez daha vurgulamak isterim.

“İŞSİZ KALAN İNSAN MESLEKİ YETERLİLİK BELGESİNİ HANGİ PARAYLA ALABİLİR?”

İş arayan insanın maddi gücü akamete uğramış demektir. İşsiz kişi bir yandan iş ararken bir yandan da hem kendi ihtiyaçlarını hem de ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak durumundadır. Özellikle mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu olan mesleklerde durum biraz daha işçi adına vahim hale geliyor. Bu belgeleri alabilecek parası olmadığı zaman işsiz insanımızın seçenekleri azalıyor, umutsuzluğu çoğalıyor. O yüzden de Konfederasyon olarak bir talebimizde belge gerektiren mesleklerde sınav ve belge ücretlerinin İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanmasına ilişkin teşviğin tekrar başlatılmasıdır.

“MESLEKİ YETERLİLİK BELGESİ İŞ KAZALARINI AZALTIR”

Bir hususun altını çizmek istiyorum. Kurs ücretleri, belge ücretleri vs bunların hepsini fona yüklemek, fondan ödensin demek belki kolaycılık gibi algılanabilir. Ama biz emek örgütü olarak sadece işçinin gelirini değil, iş sağlığı ve güvenliğini de düşünmek zorundayız. Çünkü yine istatistiklerden örnek vereceğim. Mesleki yeterlilik belgesi sahibi olanların sayısı arttıkça iş kazalarının azaldığını görüyoruz. Ama teşvik uygulamasının sona ermesi ile birlikte işsiz insanımız ücretini karşılayamadığı için belge almaktan kaçınmış, belge alanların oranında yüzde 35 azalma olmuştur. O yüzden mesleki yeterlilik belgesi ve eğitimi, insanımızın yaşam kalitesini artıracak, hiç arzu etmediğimiz ancak çok sık yaşadığımız iş kazalarını azaltacaktır.

“PRİM ÖDEME ŞARTLARI ÇOK YÜKSEK”

Son olarak bir konuyu daha müsaadelerinizle gündeme getirmek isterim. O da işsizlik ödeneği için istenen prim ödeme şartlarının çok yüksek oluşudur. Ev işçileri, mevsimlik ve kamu işçileri, part-time çalışanlar gibi esnek çalışmaya tabi sigortalılar, pirim ödeme sürelerini tamamlayamadıkları için birçok imkândan yararlanamamaktadırlar. Esnek çalışanlar gibi ayın 30 gününü ya da yılın 360 gününü tamamlayamayanlar işsizlik ödeneği, yarım çalışma ödeneği, emeklilik, malullük gibi haklara erişemiyorlar. bu yüzden prim ödeme şartlarını düşük tutarsak insanlarımız zaten kendisi sıkıntılı bir dönem olan işsizlik sürelerinde umutsuzluğa kapılmaz, yeni bir iş buluncaya kadar devletinin uzattığı eli onlarda tutmuş olurlar.

Tabi biz işçiyiz, emekçiyiz. Alın terinin sahibiyiz. Derdimiz de talebimiz de önerimiz de çok olur. Bu ortamlar bizler için son derece kıymetli, taleplerimizin doğrudan ulaşacağı ortamlar, önerilerimizin karşılık bulabileceği ortamlar. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak işçimizin ve işsizimizin hakkını hukukunu burada bir defa daha savunabilme fırsatından dolayı şükranlarımı sunuyorum”.

SERT, ÇALIŞMA BAKANI IŞIKHAN İLE İŞKOLUMUZUN SORUNLARINI GÖRÜŞTÜ

İŞKUR’un 12. Olağan Genel Kurulu sonrası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan ile görüşen HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve Sendikamız Genel Başkanı Devlet Sert, Öz Sağlık-İş Sendikamızın işkolunu ilgilendiren sorunlara ilişkin Bakan Işıkhan’a bilgi sundu.