Esenyurt Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan üyemiz Tuğrul Okudan’ın dün vahşice katledilmesinin ardından İstanbul 4 No’lu Şube Başkanlığımız öncülüğünde hastane önünde geniş katılımlı bir basın açıklaması yapıldı.
Merhum Güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan’ın yakınları, mesai arkadaşları, değişik kurumlarda çalışan üyelerimiz, temsilcilerimiz ve hastanenin diğer çalışanlarının katılımıyla gerçekleşen basın açıklaması 4 No’lu Şube Başkanımız Temel Yazıcı tarafından yapıldı.
Açıklamaya, İstanbul 1 Nolu Şube Başkanımız Murat Kaytaran,2 Nolu Şube Başkanımız Erdem Dinç ve 3 No’lu Şube Başkanımız Ergin Balekoğlu ve yönetimleri de destek verdi.
“SAĞLIKTA ŞİDDET MEVZUATI DÜZENLENMEDİĞİ SÜRECE GÖZYAŞLARI DİNMEYECEK”
Açıklamasında üyemiz Güvenlik Görevlisi Tuğrul Okudan’ın bıçaklı saldırgan tarafından şehit edilmesinin tüm sağlık camiasını derinden üzdüğünü belirten İstanbul 4 No’lu Şube Başkanımız Temel Yazıcı, sağlıkta şiddet mevzuatının bütün olarak düzenlenmediği sürece gözyaşlarının dinmeyeceğini söyledi.
Gurup adına basın açıklaması yapan şube başkanımız sözlerine şöyle devam etti:
Bugün acımız, ağıtımız, yasımız çok büyük. Üzüntümüz ne kadar büyükse, öfkemiz de o kadar büyük…
Esenyurt Devlet Hastanesi’nde, hastanenin, çalışanların, çevrenin asayişini sağlamak üzere gecesini gündüzüne katan güvenlik görevlisi arkadaşlarımızdan Tuğrul Okudan’ı kaybettik.
Hem de işini yaparken.
Hem de şifa dağıttığımız hastaların yakınları tarafından.
Hiç acımadan, hiç tereddüt edilmeden, “hastane ortamında bu kadar gürültü yapmayın” diye uyardığı için araçlarında taşıdıkları bıçakla gözlerini kırpmadan vahşice katlettiler.
“DEĞİL KONUŞMAK, YUTKUNMAKTA, NEFES ALMAKTA ZORLANDIĞIMIZ BİR GÜN YAŞIYORUZ”
Sağlıkta şiddet önlemleri denilerek alınan tedbirlerin hiçbirinin caydırıcı olmadığını bugün en acı şekilde gördük.
Toplumu sarmış olan bu infial, bu cinnet halinin sosyolojik, psikolojik, temel eğitim gibi süreçlerle yönetilmesinin ve sil baştan ele alınması gereğini bir kez daha gördük.
Birisi 11 ayrı suçtan, diğeri 27 den fazla suçtan sabıkası bulunan bu vandalların sokakta, hastanede, halkın arasında ellerini kollarını sallayarak gezmeleri, ıslah edilmeden sokağa bırakılmalarının neresi normal?
“SESSİZ OLUN DEMİŞTİ TUĞRUL’UMUZUN SESİNİ EBEDİYEN KESTİLER”
Daha 1.5 aylık evli, hayalleri, hedefleri olan Güvenlik Görevlisi arkadaşımız Tuğrul Okudan kurumunun, hastanenin asayişi, diğer hastaların hakları için “sessiz olunması” çağrısı yapmıştı. Ama bu eli kanlı caniler, bu suç makineleri ne yaptı, Tuğrul’umuzun sesini ebediyen kestiler.
Sağlıkta şiddet denildiğinde hepimizin canı ayrı ayrı yanıyor. Doktoru, hemşiresi, işçisi, memuru her biri için ayrı ayrı ama aynı tepkiyi veriyoruz.
Mevzuatta palyatif olarak yapılan düzenlemelerin yetersizliği, bir türlü uygulama birliğinin sağlanamaması, özellikle hastane özel güvenliklerinin olaylara müdahale sırasında savunmasız bırakılması bu göz yaşlarını, bu acıları dindirmeyecek, belli ki daha çok canların yanmasına neden olacaktır.
“EVLERİMİZDEN ÇIKARKEN ÇOLUK ÇOCUĞUMUZLA HELALLEŞİYORUZ”
Bizler sağlık çalışanları olarak artık evlerimizden çıkarken ailelerimizle, çocuklarımızla helalleşerek kurumlarımıza geliyoruz. Bu psikoloji ile sağlık hizmeti vermeye, destek hizmeti vermeye, güvenlik ve asayiş hizmeti vermeye çalışıyoruz.
Ancak artık sabrımız kalmadı. Bugün duyduğumuz öfke, duyduğumuz üzüntü kadar büyük. Mesai arkadaşları olarak acımızın tarifi yok.
Eli kanlı, sokakta gezen suç makinesi katiller yüzünden bugün Tuğrul Okudan kardeşimiz bu dünyaya veda etti. Ailesine, yakınlarına, sevenlerine, mesai arkadaşlarına ve Sendikamız Öz Sağlık-İş camiasına sabır ve başsağlığı diliyoruz.
Sağlık çalışanları olarak “Artık sıra hangimizde” diyerek geldiğimiz iş yerlerimizde huzurla, endişesiz, verimli bir şekilde çalışacağımız günlerin gelmesine Tuğrul kardeşimizin şehadeti belki vesile olur. Tekrar başımız sağ olsun”
***
Basın açıklamasının ardından üyemiz merhum Tuğrul Okudan için dua edildi, yakınlarına taziye dilekleri iletildi.